Akademisyen bildirisi

"1100 akademisyen" bildirisiyle ilgili her taraftan farkli tepki okuyorum.
malesefki bende once tepkileri okudum  sonra yahu nedir bu metin bir bakiyim gafletinde bulundugumu farkettim.
metnin bir ornegini buldum defalarca okudum. simdi adim adim gidelim isterim hakikatten bir yargilamak icin yada taraf olmak icin degilde mevzu hakkinda dogruya ulasmak icin paylasimlarinizi ve fikirlerinizi merak ediyorum.

☆
ilk paragraf tan baslayalim.

"Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir."

bu paragrafta yanlis yada dogru olmayan nedir?
cidden tenkit icin degil gordugum benimde bu malesef.
orda bir sokaga cikma yasagi var ve insanlar gunlerce ac susuz catisma ortasinda kaldi. boyle yapti diye esat hukumeti ulkemizde 2 milyon suriyeliye kucak acmadi mi bu devlet. onlarin icindede yokmuy du teror unsuru...?

☆
ikinci paragrafa bakalim

"Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye'nin kendi hukukunun ve  Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir.Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz."

Kasitli ve planli kiyim konusunda:
 analar aglamasin diyerek sozde cozum surecinde 2.5 sene silah yiginagi yapmasina goz yuman bir irade, oslo da ozel talimatla gonderilmis burokratlar araciligiyla gizli anlasmalar yapilip Haburdan alkisla iceri sokulan teroristler sonrasinda cocuk katili terorist basinin mektuplarini baris mesaji diye yayinlayip toplumda sempati yaratarak ev hapsi yada bolucu lidere ozgurluk vaatlerini tutamayacagini anlayinca u donusu yapip  7 haziran secimi sonrasi yasadigi sarsintiyla kaybettigi oylari kazanmak icin milliyetci kesime yanasma cabasi sonucu bunu ikna ve karsilikli tutulmayan sozlerden dolayi bir siyasi paeti yerine bir halki hedef alarak,bu surecte galiba  beraber yasayabiliriz dusuncesinin kendi iktidarini sarstigini gormesi uzerine toplumu yine kutuplara ayirarak en iyi yaptigi sey olan "böl-parcala-yonet icin planli ve kasitli bir plan icinde oldugunu hissetmekteyim.bu bildiride bahsi gecen bolum icin yine bir yanlis goremiyorum.

gozden kacirdigim bir durum varsa buraya kadar rica ederim katkida bulunun.

☆
3.paragrafa bakalim

"Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz"

bu paragrafta terorle muzakere olmaz konusunda bir cok insanla hem fikirim.
kurt siyasi iradesi sozu pek muglak!
eger bu hdp ise ister begenelim ister begenmeyelim mecliste temsil hakki kazanmis bir parti den bahsediyoruz. bunda bir sorun gormek bir gercegi inkarla yok edemedigimizi bin yildir ablamis olmamiz gerekir gercegiyle celisir.
haaaa bu kürt iradesi barzani abdullah ocalan murat karayilan ve turevleriyle orda durmak gerekir ....
gerekir deeeee
 surdada su soru akla gelir bu bin yuz akademisyen bugun velevki durmak gereken noktanin otesinde bir teror savunuyosa bugun dun nerdeysiniz bu tepkide demezlermi insana...
 barzaniyle kol kola sevgi kelebegiyken yada abdullah ocalana baris guvercinligi maskesi takarken mevcut hukumet
yada silahlari gomun dedik ama gommediler ama analar aglamasin diye goz yumarken terorun tekrar yesermesine...
bu 1100 akademisyenin karsisindaki diger akademisyenler bunca yil niye
TEK BIR BILDIRI YAYINLAMADI ?
OZGUR DUSUNCENIN YESERMESI GEREKEN YERDE HUKUMETIN BOYUNDURUGU ALTINDA  EZMEYI EZILMEYI KABUL EDIP,BUGUN KARSI CIKTIGI HERSEYI DUN DE UYGULAYAN SIYASI IRADEYE DUR DEMEDI ?
SIMDI YINE SIYASI ERGIN KANATLARI ALTINDAN MILLICILIK OYNAMAYI NE KADAR VICDANI BULUYORSUNUZ.

hakikatten merak ediyorum.

paragrafin sonunda bulunan siyasi muhalefetin susturulmasi durumu yokmu bu ülkede?
 buna itirazin neresi dogru ?
bu ulkede ne ozgurki muhalefet ozgur bana bir soylermisiniz ?

☆
ve paragrafin sonu
"Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz"

devletin yada baska deyisle onu yoneten hukumetin amaclari dogrultusunda herseyi harcadigi gercegi en basitinden son 12 yilda gerceklesen 7 katliam 574 giden can, calinan milli servet yolsuzluklarda hic sorumluluk duymamasina bu ulkenin dusunme ve uretme uzerinde en ust merci olan universitelerin bir tepki gostermemis olmasi mi yanlistir
yoksa kuma basini gomup sessiz kalmasi mi yanlistir.

dusunce ne olursa olsun dusundugu icin bir insanin hapsedilmesi öldurulmesi yasam hakkinin elinden alinmasi yada bugun karsi gorusten meslektaslarinin is akitlerine goz dikmesi karsisinda deatekleyici tavri ne kadar dogrudur.

dun cemaatlere sarilan akademiayenlerin dun de ne mal oldugunu bilirken niye birinin is aktine son verilmesini isteyemedi bu insanlar cidden merak ediyorum niye.

hakikatten kürt ve türk halkinin gezi parki direnisindeki birlikte yasayabilme umudu korkutmus olabilirmi siyasi iktidari.

simdi bu 1100 akademisyeni yerden yere vururken hesabi sorulacak diye tehditler savururken cumhur reis arkasinda nasil olurda meslektasinin isinden edilmesini onaylayabilir anlayamiyorum hakikatten biri anlatsin.

mesela karsisinda yada paralelinde ama yanlis gordugu noktalari cikarip kendine gore dizayn edip bir bildiriyle ciksa ya karsisina niye hala suskunsunuz ?