9 Ağustos 2017 Çarşamba

Ayak İzleri 1.bölum

AYAK IZLERI
1.BOLUM
(deneme)

Uyuya kaldigi koltukta, tam kapanmamis perdenin kenarindan sızan gunes isigi,
sanki garezi varmiscasina goz kapaklarina vurup uyandirdiginda,
hissettigi agrinin acaba taştan hallice yastik marifetiyle boynunun mu yoksa büzüstügü konforu düşük koltukta kolun bir yone bacagin baska yone baktigi yatis pozisyonundan mutevellit sirtinin mi agridigini düsunerek gozlerini acmaya yeltendi.

acilan gozlere dolan gunes isiginin yarattigi kamasma hissiyle, kendini diger yone firlatmak isterken, uyudugu koltugun yatak olmadigini son anda farketmesi ve koltuktan dusmemek icin bir hayli caba gosterip ustune cabaya caba katip tekrar uyumaya meyil etmesi zavallica gozukmekteydi.

Gözlerin icine dolusan gunes, icerlerde birseylerin şalterini tetiklemis olmali ki kendini bir saga bir sola vurarak gece sizip kaldigi uygun uyuma pozisyonunu arayarak uyumaya calisirken, düsünce organinin kafasina gore calismaya baslamasinin sinir bozuculugu yetmez gibi boynun kat yerlerinden sizarak son zamanlarda iyice buyumeye baslayan gobegine  dogru akan ter damlalarinin rahatsiz ediciligi birlesti.

Bir Offfff cekti.
bu ne sicak !
Nem cok nem olmasa boyle olmaz diye mirildandi kendi kendine yari kapali gozlerini acmaya ugrasarak.

Koltukta dogruldu.

Ayaga kalkmak icin bir hamle yapti.
 fakat dun gece son icilen biranin sisesine carpan ayak vesilesiyle devrilen siseden dokulmus biranin yerde birakti yapiskanimsi birikintiye basmaktan son derece rahatsiz olsa da,sanki hic boyle bir sey olmamis gibi bir sure ayaklari birikinti icinde dizlerinden destek alan dirsekler yardimiyla elleri arasina sikistidigi kafasini kavrayarak oylece oturdu.

Dun gece şalterin nerde ne sekilde kapandigini hatirlamadigi "Düşünceler Çarki",
paslanmis salincak zinciri gibi gicirtilar cikararak ellerinin icinde kavradigi boş kafayi doldurmaya basladi.

Kafasini kaldirdi bugulu gozleriyle etrafa anlamsiz bos bakislarla sanki bisey ariyormus ta ne aradigini hatirlayamiyormus gibi suzdu.

Dolu mesanesinden gelen baskiya artik kulak verme zamani gelmisti.

Bastigi her adimda zeminde biraktigi bira aromali ayak izlerine aldirmadan, kapi kolu cekince elinde kalan tuvalet kapisina yoneldi.
Gereken baskiyi itinayla yapip kapi kolunun elinde kalmasina mahal vermeden aralanan kapidan iceri girdi.

Isini ayakta gormeyi dusunurken dun gece birbiri ardina devrilen biralar aklina gelip uyku mahmurlugunuda hesaba katarak oturmayi makul buldu.

Az once Viyana kapilarina dayanmis, kapilari yumruklayan idrar
oturmasiyla sakinlesmis
 az onceki mesane baskisi kalmamis gibi adeta komut bekleyen kopek yavrusu gibi beklemekteydi.

Anlamsiz bir inatlasmayla ikiside beklemeye koyuldu. o sira gozu gomleginin sol cebindeki bos pakete takildi. Bezginlikten ölmüs gibi yavas hareketlerle bos sandigi paketi cikardi. icindeki tek dali farkedip cikarip agzina soktu.
bos paketi de lavaboya savurdu.

ates ?

ooooof kim kalkacak simdi

diye dusunurken
üstune yatmaktan iz yapmis uyusuklugun musebbibi, bakkaldan 5 liraya alinmis çakmaninda cakmasi zipposunun yartattigi his sinyal veriyordu sag kalcasi uzerinde.

Ayaklari ile diz kapaklari arasina obeklesmis pantalonun ceplerinde iki deneme sonrasi bulabildi sag arka cebini.
elini daldirdi, cakmagin kapagini acti.
ortaya yayilan kotu benzin kokusuna aldiris etmeden ateslemek icin ettigi ilk tesebbus basarisiz oldu.

Bu arada karsilikli surdurulen anlamsiz inatlasma devam ederken ücuncü denemesinde cakmak tasinin yalazlanmasiyla cakmak fitilinde ciliz bir alev olusturabildi.
agzinin kenarina ilistirdigi sigarasina uzatip cekilen derin nefesle kimin kazandigi belirsiz inat son buldu nihayetinde.

Agzinin kenarindan sarkittigi sigarasiyla odaya yoneldiginde az once yerde biraktigi birali ayak izlerine gozu takildi.

Normalde umursamayacagi bu durumdan nedensiz sekilde rahatsizlik duydu.

Balkonda duran vileda sopasi ve kovasiyla banyoya daldi. Kimbilir en son ne zaman kullanilmis kova icindeki camurlasmis suya bakti.
onun bile icine sinmemis olacakki bu su degistirme geregi hissetti.
kovayi ve icinndeki camurlasmis suyu kuvete boca etti.
su banyo giderinde daireler cizerek aksada arkasinda biraktigi balciklasmis toz yigini, sanki tabaktan fincana dokulen kahve telvesi gibi izler birakti.

Sinkafi bol okkali bir kufur patlatti.
Ne zaman bir seyi temizlemeye yeltensem diger tarafi bok ediyorum dedi kendi kendine.

hep boyle olmustu hayatinda

ve yahut bir dertten ne zaman kurtulmak icin bir hamle yapsa o sorun cozulur ama alakasiz bir zamanda yaptigi o hamle basina dert acardi.

anlik daldigi bu dusuncelerden kuvette birilen camurlasmis toz obeginden yayilan kesif kokuyla tiksinip hisimla banyo muslugunun kurnasini cevirerek kurtuldu.

Fakat dustan cikarken banyo muslugu mekanizmasini dus ahizesinde biraktigi icin suyun alttan akacagini beklerken yukardan ensesine buz gibi akmasi onu çileden cikardi.

suyu asagiya yonlendiren mekanizmaya bir yumruk yapistirip hincini kova ve fircadan cikarircasina firlatip bir o yana bir bu yana akan tazyikli suya aldirmadan banyodan kendini disari atti burnundan soluyarak.......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

SAGLAM MAGLUBIYET

     SAĞLAM MALUBİYET 3 Ağustos 2014 31 aralık 2006 ……..19:00/21:00 su kuyusu nöbeti erzincan yılın son, bayramın ilk günü ve ben yine nöbet...